Photo by Dynamic Wang on Unsplash
Hayatın çeşitli alanlarındaki sosyal, ahlaki ve etik kurallar, insanların birlikte yaşamasını düzenlemek ve adil bir toplum düzenini sürdürmek için tasarlanmıştır. Ancak, bazen bu kurallar, kişisel çıkarlar ve ahlaki prensipler arasında çelişkiler yaşatır. Bu çelişkiler genellikle ikiyüzlülük, çifte standart veya ahlaki tutarsızlık şeklinde ortaya çıkar.
İkiyüzlülük, bir kişinin dışa dönük davranışlarının, içsel inançları veya arzularıyla uyuşmadığı durumlardır.
İnsanlar genellikle ahlaki kuralları, toplumun beklentilerini ve kişisel çıkarlarını dikkate alarak hareket ederler. Ancak bazen, bu üç faktör birbiriyle çelişir. Bu durumda, bazı insanlar, çıkarlarına hizmet eden ahlaki veya etik kuralları çiğneme eğiliminde olabilirler. Bu, genellikle toplumun gözünde “iyi” veya “doğru” olarak kabul edilen davranışları eleştiren, ancak kendilerine fırsat verildiğinde aynı davranışları sergileyen kişilerde gözlenir.
Gerçek dünyada bu durumları gözlemlemek oldukça kolaydır.
Örneğin, büyük şirketlerin vergi kaçırmalarını eleştiren bir birey, aynı fırsat kendisine sunulduğunda vergi kaçırabilir. Aynı şekilde, kadınların belirli bir şekilde giyinmesini eleştiren erkekler, kadınların vücut hatlarını gösteren kıyafetlerini ahlaksız olarak nitelendirebilirler. Ancak, eleştirdikleri bu durumda kendilerine fırsat verildiğinde, kadınlarla beraber olmayı arzulayabilirler. Burada da, ahlaki prensipler ve kişisel çıkarlar arasındaki çatışma, hipokrasiye veya çifte standarta yol açar.
Sonuç olarak, hipokrasi ve ahlaki tutarsızlık, kişisel çıkarlar ve ahlaki prensipler arasındaki çatışmanın sonucudur.